Herkes hayatında en az bir kere birine borç vermiştir. Bununla birlikte, bazıları borçlunun belirli nedenlerle veya onlarsız olarak alınan tutarları iade etmeyi reddettiği durumlarla karşı karşıya kalmıştır. Bu durumdan sakin bir şekilde çıkmak için birkaç temel ilkeyi hatırlamanız gerekir.
Bir kredi verirken, gerekirse paranın iade edilmediğini doğrulayacak bir makbuz hazırlamak gerekir. Bu belgede transfer edilen para miktarı, her iki tarafın pasaport bilgileri ve iade süresi belirtilmelidir. Borç faizli olarak verilmişse, değerlerinin de girilmesi gerekir. Bu belge mevcut değilse, borçluya hak talebinde bulunmak için yasal bir dayanağınız olmayacak ve bu da geri dönüş şansını neredeyse sıfıra indirecektir.
Borçlunun parayı iade etmeyeceğini anlarsanız, önce sakinleşmeniz gerekir. Mevcut durumu analiz edin, kişiyi suçlamayı bırakın ve ona karşı öfke duyun. Tüm bu duygular, yalnızca durumu doğru bir şekilde değerlendirmenizi engelleyecek ve böylece geri dönüşü olmayan süreyi uzatacaktır. Bu sürece eşit olarak dahil olduğunuz için, bu durumda borçlu kadar suçlu olduğunuzun farkına varın.
Borçlu ile ilişkinizi bozmamaya çalışın. Sizinle iyi bir iletişimin kesilmesi, sadece açığı ve borç geri ödeme süresini artıracaktır. Borçluyla geri ödemedeki gecikmeye neyin sebep olduğu hakkında konuşun ve sorunu çözmenin yollarını tartışın. Yeni anlaşmalar müzakere edin. Örneğin, geri ödemeyi borçlu için uygun olacak birkaç bölüme ayırabilirsiniz. Her şeyi bir anda ondan sıkıştırmaya gerek yok, belki bu miktarlar onun için finansal açıdan kritik hale gelecek.
Barışçıl çözüm başarısız olursa, mahkemeye makbuz ekinde bir talep beyanı ile başvurmalısınız. Mahkeme kararı ile borcu kendiniz veya icra memurları yardımıyla tahsil edebilirsiniz. Bu durumda borç hem para olarak hem de borçlunun değeri borcun miktarına tekabül eden belirli mülklerinin satışı yoluyla iade edilebilir.